Rumların, doğal gaz ve petrol arama politikasına karşı KKTC ve Türkiyenin yanında bir başka ülke ya da uluslararası kuruluş yok.
Rumlar, yalnızlığımızın da farkında.
Kıbrıslı bir Türk olarak Rum tarafının bizi kaale almadan adım atmasından rahatsızlık duyuyorum ama Rumlara bu rahatlığı yıllarca hatalı politikalarla verenlere çok daha fazla kızıyorum.
Yaz geride kalırken Doğu Akdenizde suların ısınacağı ortada.
KKTC ve Türkiyenin dışında hiçbir ülkenin Kıbrıs Rum Yönetimi demediği Kıbrıs Cumhuriyeti Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB)nde yer alan 12. parselde doğal gaz ve petrol için büyük olasılıkla bugün sondaj çalışmasına başlanıyor.
Aslında Kıbrıs Cumhuriyeti adına sondajı yapacak olan Noble Enerji Şirketi altyapısını bölgeye ulaştırdı.
Tek kalan fiilen sondajın başlaması.
***
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, yaptığı açıklamada Rum tarafı geri adım atmazsa KKTC ile kıta sahanlığı anlaşması yapacaklarını söyledi.
Davutoğlunun şu sözleri takınacağı tavrın ipuçlarını da veriyor:
Ortada iki senaryo var: Ya Kıbrıs tek bir devlet olacak, o zaman Rumlar da beklesinler, çözüm olsun, her neye sahiplerse birlikte değerlendirsinler. Ya da Rumlar şunu demek istiyordur; bu benim kendi bölgem ne istersem yaparım. O zaman da KKTC de ayrı bölgeye sahiptir ve bu, iki devlet mantığına gidiştir. Tamam o zaman biz de öyle yaparız, biz de KKTC ile Kıta Sahanlığı Anlaşmasını yaparız. Böylelikle iki devlet vakası daha da derinleşerek sürer.
Biz Doğu Akdeniz barış, istikrar ve refah havzası olsun istiyoruz. Ama birileri (buralar benim arka bahçem, istediğim gibi davranırım) derse, o zaman bize de bunun doğru olmadığını gösterecek adımlar atma hakkı doğar.
...Gönül ister ki Rum Yönetimi böyle bir meydan okuma yerine müzakere masasına gelir, adil bir barışı birlikte geliştiririz.
***
Kabul edelim, Türk tarafı diye tanımlayacağım KKTC ve Türkiyenin eli güçlü değil.
Ortada ciddi bir sorunun olduğu kesin.
Rum tarafı Davutoğlunun beklenti olarak işaret ettiği görüşmelerle konuya çare bulmaya yanaşmaya asla niyetli değil.
Hristofyas, sondaj çalışmasını askıya alıp Türk tarafıyla görüşme masasına otursa, görüşme masasından kalktığı zaman Başkanlık Sarayındaki koltuğuna oturamaz.
Bu nedenle görüşme yoluyla çözüm kapısı kapalı.
***
Rum tarafı görüşme masasına niye yanaşmıyor?
Bu sorunun yanıtı çok açık.
Rumlar, Türkiyenin uluslararası tanınmışlığı olmayan KKTC üzerinden hak talebinin hukuk mücadelesiyle ileri gidemeyeceğini biliyor.
Biz Rum Yönetimi dediğimiz Kıbrıs Cumhuriyetinin anayasal kimliğinin 1963te bozulduğunu Türk tarafından başka kimse uygulamalı kabul etmiyor.
Bize, Haklısınız diyorlar ama iş uygulamaya geldiği zaman Kıbrıs Cumhuriyeti tüm Kıbrıslıların Cumhuriyeti olarak kabul görüyor.
***
Aslında bugün Rum tarafının elini güçlendirirken, bizim tarafın elini zayıflatan hatalar zincirinin ilk, en büyük ve en sağlam halkası 47 yıllıktır.
1963 Aralık sonu yaşananlarla Kıbrıs Türk tarafı Kıbrıs Cumhuriyetinin dışında kaldı.
Bir anlamda Kıbrıs Cumhuriyetinde Rumların işgali başladı.
Peki o işgale karşı doğru dürüst mücadele verildi mi?
Ne gezer.
Taksime kapı daha aralık olur diye Kıbrıs Cumhuriyetini Rumlara teslim edip, Türk mahallelerine çekildik.
1964 başında BM Barış Gücünün Kıbrısta görevlendirilmesiyle ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde karar alınırken Rumlaşan Kıbrıs Cumhuriyetinin meşru taraf olamayacağını kabul ettiremedi bizim o zamanki liderlerimiz.
O günden bugüne Kıbrıs Cumhuriyeti, Rumlaşan kimliğine karşılık her yerde tanınmış, meşru bir devlet muamelesi gördü.
Biz de kendi kendimizi kandırdık.
***
Mevcut durumda Rum tarafının oyununu bozmak için Türkiyenin elinde bir tek koz var, askeri güç kullanmak.
Türkiye, askeri güç kullanırsa hedefi ne olacak?
Tabii ki Amerikan Şirketi olan Noble Enerjinin sondaj amaçlı platformu.
Bu çok kolay mı?
Tek seçenek olmasına rağmen çok zor.
Bırakın Cumhurbaşkanı Hristofyası, muhalefetteki DİSİnin başkanı Anastasiadis bakın ne diyor: Türkiye, Kıbrıstaki doğal gaz sondaj faaliyetleriyle ilgili tehdit savurmanın ötesinde eylemde bulunmaya cesaret edemeyecektir.
Fileleftherosa demeç veren Anastasiadis, Güney Kıbrısın Münhasır Ekonomik Bölgesinde yapılacak olan doğal gaz sondaj faaliyetlerinin ötesinde, Kıbrıs sorunuyla ilgili Maraşın yerleşime açılması gibi diğer oldubittilerin de Türkiyeyi daha zor duruma sokacağını ve Ankaranın da bunu bildiğini de söyledi.
***
Rumlar buraya gelene kadar kendi açılarından akıllı hareket etti.
Bölgenin her bakımdan en stratejik komşu ülkesi İsrail ile Türkiye ilişkileri bozulurken Rumlar, İsraille ilişkilerini iyinin ötesi bir konuma taşıdı.
***
Türkün dostu yine Türktür sözünü bazıları çok kullanır.
Petrol ve doğal gaz araştırması konusunda tam da o durumdayız.
Rumların, doğal gaz ve petrol arama politikasına karşı KKTC ve Türkiyenin yanında bir başka ülke ya da uluslararası kuruluş yok.
Rumlar, yalnızlığımızın da farkında.
Türkiye, komşularıyla SIFIR SORUN hedefledi ama pratikte bu olmadı.
Kıbrıslı bir Türk olarak Rum tarafının bizi kaale almadan adım atmasından rahatsızlık duyuyorum ama Rumlara bu rahatlığı yıllarca hatalı politikalarla verenlere çok daha fazla kızıyorum.
Günün sözü:
Politikada, öngörüsü olmayan taraf başarısızlığa mahkumdur